Dünya arzuları, kuşattı beni,
Köle kıldım, bu nefsime bedeni,
Gör ki; yorgun düştüm, özledim seni,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Özledim o solgun, nurlu tenleri,
Günahtan arınmış, ak bedenleri,
Rahmân Cemâline, aşk çekenleri,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Bir başka güzeldir, şimdi simalar,
Bir başka açılır, yüce semâlar,
Bir başka yükselir, hamd-ü senâlar,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Yürekler bir başka, hislenir şimdi,
Beden değil, ruhlar beslenir şimdi,
Ezanlar bir başka, seslenir şimdi,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Nice kullar, mâbetlerle barışır,
Nice insan, meleklerle yarışır,
Allah nidâları, arşa karışır,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Yorgun topraklara, nadas çekilir,
Sabır tohumları, gün gün ekilir,
Mahşerde, meyveye döner dökülür,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Dünyayı kuşatır, tekmil melekler,
Her rızkın başında, bin melek bekler
Geçerlidir şimdi, bütün dilekler,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Bir başka uzanır, yoksula eller,
Şefkate râm olur, en katı diller,
Yaş değil müjdedir, gözdeki seller,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Bir başka gülümser gümüş kubbeler,
Kubbelerden taşar içten tövbeler,
Dağıtılır en mûteber rütbeler,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
O minâreler ki, şimdi her biri,
Arş’a tevhîd yazan, kalemler gibi,
Bir başka nakşeder, kalbe tekbiri,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Oruçların ecri, Hakk’tan biçilir,
Kadir gecesinde, gökler geçilir,
O gece cennette, mekân seçilir,
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
Hoşgeldin! Beşerin gönül köşküne,
Şahid ol ki; ibâdetler meşkine,
Ve Hazreti Muhammed’in aşkına
Hoşgeldin.. Ey onbir ayın sultanı.
(Cengiz Numanoğlu – 1990)