Hadis No : 1565
Ravi: Cabir
Tanım: Resulullah (sav), (üç kere hacc yaptı. Şöyle ki): Hicret etmezden önce iki, hicretten sonra da bir hacc ve bununla birlikte bir umre yaptı. Bu hacc sırasında (Medine’den) altmış üç deve sevketti. O sırada Hz. Ali (ra) Yemeniden geldi, [beraberinde, Resulullah (sav)’ın kestiği kurbanların] geri kısmı da vardı. Bunlar arasında (Ebu Cehl’e ait olup Bedir Savaşanda ganimet olarak alınan) burnunda gümüş halka bulunan deve de vardı. Resulullah (sav) hepsini kesti. Resulullah (sav) her deveden bir parça alınmasını emretti. Bunlar (bir kapta) pişirildi. Efendimiz suyundan içti.
Kaynak: Tirmizi, Hacc 6, (815)
Hadis No : 1566
Ravi: Urve İbnu Zübeyr
Tanım: Ben ve İbnu Ömer (ra), Hz. Aişe’nin hücresine dayanmıştık, (o içerde dişlerini misvaklıyordu. Bu esnada) misvaktan çıkan sesleri işitiyordum. Ben, İbnu Ömer’e: “Ey Ebu Abdirrahman! Resulullah (sav) Receb ayında umre yaptı mı?” diye sordum. “Evet!” dedi. Ben de, Hz. Aişe (ra)’ye seslendim: “Ey anneciğim, Ebu Abdirrahman’ı dinliyor musun ne söylüyor?” “Ne söylüyor?” dedi. “Resulullah (sav) Receb’te umre yaptı diyor” dedim. Hz. Aişe (ra): “Ebu Abdirrahman’a Allah mağfiret etsin. Ömrüm hakkı için, Receb’de umre yapmadı. [Hem O, nasıl olur da yanılır, Resulullah (sav)’ın] yaptığı her umrede o da hazır bulunmuştu” dedi. İbnu Ömer, Hz. Aişe (ra)’nin bu sözlerini işittiği halde ne “evet!” ne de “hayır!” demedi, sükut etti.
Kaynak: Buhari, Umre 3; Müslim, Hacc 219, (1266); Tirmizi, Hacc 93, (936, 97); Ebu Davud, Menasik 80, (1991,1992)
Hadis No : 1567
Ravi: İbnu Abbas
Tanım: Resulullah (sav) dört umre yaptı: 1- Hudeybiye umresi, 2- Müteakip sene Zilkade ayında yaptığı umretü’l-kada, 3- Ciırrane’den yaptığı umre, 4- (Veda haccı sırasında) hacc ederken yaptığı umre.
Kaynak: Tirmizi, Hacc 7, (816); Ebu Davud, Menasik 80, (1993); İbnu Mace, Menasik 50, (3003)
Hadis No : 1568
Ravi: Urve
Tanım: Resulullah (sav) üç umre yaptı: Biri Şevval ayında, ikisi de Zilkade ayındadır.
Kaynak: Muvatta, Hacc 56, (1, 342)
Hadis No : 1569
Ravi:
Tanım: İmam Malik’e ulaştığına göre: “Hz. Peygamber (sav) üç sefer umre yapmıştır: 1- Hudeybiye senesinde, 2- (Hudeybiye yılını takip eden) kaza senesinde, 3- Ciırrüne senesinde”
Kaynak: Muvatta, Hacc 5, (1, 342)
Hadis No : 1570
Ravi: İbnu Ömer
Tanım: Resulullah (sav) aramızda olduğu halde biz Veda Haccından bahsederdik ve Veda Haccının ne olduğunu bilmezdik. (Veda Haccında Resulullah (sav) Allah’a hamd ve sena edip sonra da Mesih Deccal’ı mevzubahis etmişti, sözü onun hakkında epeyce uzatıp şunları da söylemişti: “Allah’ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla korkuttu. Hz. Nuh (a.s) ve ondan sonra gelen bütün peygamberler onunla korkuttular. Bilesiniz o, aranızdan çıkacaktır. Onun şe’ninden (yapacağı icraatler) hiç bir şey size gizli kalmayacak. Çünkü sizlere gizlemez. Rabbinizin gözü kör değildir. Halbuki onun sağ gözü kördür. Onun gözü pertlek bir üzüm gibidir. Haberiniz olsun! Allah sizlere birbirinizin kanını, malını haram kıldı, bunlar şu günlerinizin, şu beldenizdeki haramlığı gibi haramdır. Acaba tebliğ ettim mi?” (Resulullah (sav)’ın bu sorusuna cemaat hep bir ağızdan: “Evet” diye cevap verdi. Bunun üzerine üç sefer: “Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol! Ya Rab şahid ol!” dedi ve tekrar cemaate yönelerek: “Vah size!” veya “Eyvah size! Benden sonra dönüp birbirlerinizin boyunlarını vuran kafirler olmayın!” dedi.
Kaynak: Buhari, Hacc 132, Edeb 43, 95, Hudud 9, Diyat 2, Fiten 8; Müslim, İman 119, (66)
Hadis No : 1571
Ravi: İbnu Abbas
Tanım: Resulullah (sav), saçlarını tarayıp yağladıktan, rida ve izarını giydikten sonra Medine’den ashabıyla birlikte ayrıldı. Rida ve izar çeşitlerinden, vücudun cildine boyası geçen za’feranla boyanmış olanlar dışında hiç bir şeyi yasaklamadı. Böylece Zülhuleyfe’ye geldi. Orada devesine bindi. Devesi onu Beyda sırtına çıkarınca O (sav) da, Ashab’ı (ra) da telbiye getirdiler. Resulullah (sav) kurbanlığına takısını takıp nişanladı. Bu iş, Zilkade ayının sondan beşinci gününde cereyan etmişti. Mekke’ye Zilhicce’nin dördünde indi. (İlk iş) Beytullah’ı tavaf etti, Safa ve Merve arasında sa’yde bulundu. Kurbanlığı sebebiyle ihramdan çıkmadı. Çünkü ona (kurbanlık alameti olan takıyı) takmıştı. Sonra Mekke’nin Hacun yanındaki en yüksek yerine indi. Artık hacc için telbiye getiriyordu. Kabe’ye, onu tavaf ettikten sonra, Arafat’tan dönünceye kadar hiç yaklaşmadı. Ashabına ise, Kabe’yi tavaf etmelerini, Safa ile Merve arasında sa’yetmelerini emretti, sonra saçlarını kısaltarak ihramdan çıkmalarını emretti. Bütün bu emirler, beraberinde kurbanlık olarak takılanmış devesi olmayanlar içindi. Beraberinde hanımı bulunanlara, hanımları da helaldi. Keza koku ve elbise de helaldi.
Kaynak: Buhari, Hacc 21, 70, 128
Hadis No : 1572
Ravi: Ali
Tanım: Resulullah (sav) Arafat’ta vakfe yaptı ve: “Burası Arafat’tır, vakfe yeridir, Arafat’ın her yeri vakfe yeridir” dedi. Sonra güneş batar batmaz ifaza yaptı. (Arafat’ı terketti). Devesinin terkisine Üsame İbnu Zeyd (ra)’i bindirdi. Efendimiz (sav), -halk sağında ve solunda (develere telaşla vururlarken) onlara dönüp bakmadan- her zamanki sükun ve rıfk halini koruyarak eliyle işaret edip: “Ey insanlar! Sakin olun” diyordu. Sonra Cem’e (Müzdelife’ye) geldi. Orada iki namazı da (akşam ve yatsı) beraberce kıldırdı. Sabah olunca Kuzeh tepesine gelip üzerinde vakfe yaptı. “Burası Kuzeh’dir, vakfe yeridir. Cem’in tamamı vakfe yeridir!” dedi. Sonra oradan ayrıldı, Mubassır vadisine geldi. Devesine vurdu. Deve dört nala koşarak vadiyi geçti. Orada durup, amcası Abbas (ra)’ın oğlu Fazl’ı devesinin terkisine aldı. Oradan Cemretu’l-Akabe’ye geldi ve taşlama yaptı. Sonra menhara (kesim yerine) geldi: “Burası menhardır (kurbanlarımızı keseceğimiz yer), Mina’nın her tarafı menhardır” buyurdu.
Has’am kabilesinden genç bir kadın gelerek: “Ey Allah’ın Resulü! Babam yaşlanmış bir ihtiyardır, Allah’ın hacc farızası kendisine terettüp etmektedir. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?” diye bir sual sordu. Resulullah (sav): “Babana bedel hacc yap!” cevabını verdi. Bu sırada eliyle, devenin terkisinde bulunan Fazl’ın başını büktü. Amcası Abbas (ra): “Ey Allah’ın Resulü! Amcanın oğlu Fazl’ın başını niye büktün?” diye sordu. “İkisini de birer genç görüyorum. Onlar hakkında şeytanın şerrinden emin değilim!” dedi. Derken bir adam daha gelip: “Ey Allah’ın Resulü, ben traş olmazdan önce ifaza tavafını yaptım!” dedi. “Traş da ol, bunda mahzur yok!” cevabını aldı. Derken bir başkası daha gelip: “Ey Allah’ın Resulü, ben taşlama yapmazdan önce kurbanımı kesmiş bulundum!” dedi. “Taşlarını da at, bunda bir mahzur yok!” cevabını aldı. Sonra Resulullah (sav) Beytullah’a geldi, onu tavaf etti. sonra zemzem’e geldi ve: “Ey Abdulmuttaliboğulları, eğer halk size bunun üzerine galebe etmeyecek olsa mutlaka çekerdim” dedi.
Kaynak: